31 Mayıs 2012 Perşembe

Güller Diyarı, ISPARTA


         
    Öncelikle, ben yalnızca 3 gün Isparta'da ikamet ettim. Bu 3 günün de 2 günü Eğirdir ilçesine bağlı olan Barla'da geçti. Isparta, çok büyük bir şehir olmadığından 1 günün bu şehir için zaten yeterli olduğu kanısındayım.
   Hani Antep'le ilgili olan yazımda anteplilerin antepfıstığını her şeyde kullandıklarının söylemiş, hatta bunun bana biraz abartı geldiğini ima etmiştim ya, Isparta gezimden sonra beterin beteri varmış dedim ve içimden Antep'e özürler yağdırdım. Isparta'nın her şeyiyle benimseyip sahip çıktığı şeyin gül olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Bunu herkes zaten bilir. Ben de gitmeden önce Isparta hakkında sadece gülünün özel ve ünlü olduğunu biliyordum. Dönerken ise tek söylediğim 'cidden gülleri özel ve ünlüymüş' oldu... 
   Otogara otobüsümüz yanaştığı andan itibaren gül ve pembenin etkisi hemen görülmeye başlıyor. Boydan boya gül mamülleri satan pembe dükkanlar, ister istemez ilgi çekiyor. İşte bu dükkanlardan birisi,
             Sanki orada yeşil bir şey gördüm!

   Şehrin merkezinde, adını Isparta'nın üniversitesinde de gördüğümüz Süleyman Demirel'in heykeli dikili. Isparta doğumlu olan Süleyman Demirel, halkça çok sevilmiş ki şehrin önemli bir noktasına heykeli yapılmış.
Süleyman Demirel'in ünlü şaplasıyla beraber Isparta'daki heykeli

   Isparta'yı turistik yapan önemli yerlerinden biri de Davraz kayak merkezi. Kayakseverler tarafından tutulan bu yer, halkça davras dağı olarak da bilinen Toros sıradağlarına bağlı olan Davraz dağında. 

Kayak sevmeyenlerin de teleferik ile keyif alarak ziyaret edebileceği bu yer, yılın büyük bölümü kullanılabilir olup son yıllarda kayak turizminde sıkça anılır hale gelmiş.

Isparta'yı Isparta yapan güllerine tekrar dönelim. Şehirde dolaşırken 'bu da mı güllü?!' deyip fotoğrafını çektiğim kareler, Isparta'nın güllerini nasıl benimsediğine kanıt olsa gerek.

Daha tam bitmemiş olan gül heykeli, 52 ton ağırlığında, 19 metre yüksekliğinde olup Dünya'nın en büyük gül heykeli namına sahip. Bunun Isparta'dan başka bir yerden çıkma ihtimali söz konusu bile olamaz sanırım.

    Gündüz dikkat çekmeyip gece görülen gül şeklindeki ışıklandırma sistemi.

   Otobüsün üzerindeki gül resmi, 'Adana'dakinde neden pamuk yok?!' dedirtiyor.

Bence büfede, gülün pembesi değil, sapının yeşili kullanılmış.

Gülü en son göreceğiniz yer; çöp kutusu.

 Gül simgesinin kullanıldığı şeylerden en çok ilgimi çeken bu oldu. GÜL kenkart...

Isparta'ya gidip de gül bahçesine gitmemek ayıp olurdu sanırım. Burada gül, alışık olduğumuzdan çok daha farklı kokuyor sanki. O kadar büyüleyici bir kokusu var ki adeta insanı alıp götürüyor...

SİDRE TEPESİ 
Son olarak Sidre tepesinden de bahsedip Isparta sayfasını kapatmak istiyorum. 





   Sidre tepesi, Isparta'yı ayaklarınızın altında hissedeceğiniz yüksekçe bir yer. Burada İslamın türklere yayılmasında katkısı bulunan Muharrem Dede'nin türbesi bulunmakta. Türbenin hemen yanındaki menba suyu da tadıyla ün yapmış. Kısacası manzarası, suyu ve türbesiyle çoğu insana hitap ediyor. Isparta gezinizde gidilmesi gereken yerler arasında Sidre tepesi de varsa eğer, şehrin şaaşalı ışıklarını seyredebileceğinizden akşam saatleri gitmeniz kendimce tavsiye edilir. 
   1 günlük Isparta gezimde dikkatimi çekenleri elimden geldiğince açıkladım. Sürç-i lisân ettimse affola...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder