18 Mayıs 2012 Cuma

Metropol Gaziantep


   Ablamın doğumu sebebiyle yaklaşık 10 gündür ikamet ettiğim Gaziantep, anne memleketi olmasına rağmen, bana kendimi alışık olmadığım bir şehir gibi hissettirdi. 1 yıldır ziyaret edemediğim bu şehrin, bu kısa zaman zarfında nasıl bu kadar değişip gelişebildiğini hala anlayabilmiş değilim. 
    Ben, ilkokul 4. sınıfı Gaziantep'in Şahinbey merkez ilçesinde okudum. O zamanlar çocukluk gereği evin etrafı dışında pek bir yeri bilmezdim. Ama emin olun şu anki bilgimden çok daha iyiydim. Antep değişmeseydi bilgimde sabit kalabilirdim ama Antep'te öyle hızlı bir gelişim var ki Adana'mızın büyük bir köy olduğunu yüzümüze vuruyor sanki.
   Şehrin ortasından ve özellikle üniversitenin önünden geçen tramvay hattı, Adana'nın benle yaşıt metro çalışmalarına kıs kıs gülüyor sanki. Adana'da metro tamamlandı tamamlanmasına ama üniversiteden geçmesi olası olduğunu duyan barajyolu-balcalı sürücüleri isyana sürüklenince bu fikirden de vazgeçtiler. Her neyse konumuz Antep.

   Dikkatimi çeken başka bir şey de, Gaziantep Botanik Bahçesi oldu. 15 dönümlük bir alan ve ayrılmış kısımlar. Japon bahçesinden Osmanlı bahçesine kadar çeşit çeşit çiçek ve ağaçlar. İlkokul öğrencileri için keşif bahçesi ve küçük bilgi kartlarıyla Botanik Bahçe benim oldukça hoşuma gitti.

   Bunlardan ayrı olarak Gaziantep'in hayvanat bahçesi; sanıyorum Türkiye'nin en büyük hayvanat bahçesi. Ayrıca üstünden teleferik geçen miniatürkün de İstanbul'dakinden aşağı kalır yanı yok.
   Söylemeden geçemeyeceğim bir şey daha var. Gaziantep'in simgesi olan antepfıstığı, halkça her şeyde kullanılıyor. Halka göre Antep'i Antep yapan da dillere destan olan fıstıkları. Geçen gün durakta beklerken durakta asılı olan reklam afişi gözüme takıldı; yine bir antep fıstığı resmi vardı. Üzerinde ingilizce kursu yazdığını farkedince biraz daha dikkatli baktım. Hafif yarık bir antep fıstığının içindeki ingiliz bayrağını görünce içimden: 'antepli yapmış.' dedim.
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder